- için uygun
- expedient to
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
huyu huyuna suyu suyuna (uygun) — iki kişinin her yönden birbirine uygunluğunu anlatmak için kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
sergi — is. 1) Alıcının görmesi, seçmesi için dizilmiş şeylerin tümü ve bu nesnelerin serildiği yer Bir karpuz sergisi açabilmek için projeler yapmakta idi. S. F. Abasıyanık 2) Halkın gezip görmesi, tanıması için uygun biçimde yerleştirilmiş ürünlerin,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
barınmak — 1) Doğa etkilerinden korunmak için kapalı bir yere sığınmak 2) nsz Yerleşmek, yaşamak için uygun şartlar bularak oturmak Dosdoğru teyzemin evine gidecektim, iyi kötü barınacak bir yer... P. Safa 3) Bir yerde yatarak geceyi geçirmek 4) nsz, mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fiyat — is., Ar. fīˀāt 1) Alım veya satımda bir şeyin para karşılığındaki değeri, eder, paha Birkaç ev döşettiğim için mobilya fiyatlarından pek iyi anlarım. Ö. Seyfettin 2) ekon. Bir mal veya iş gücü için uygun görülen para karşılığı 3) ekon. Bir değer… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mühürlemek — i 1) Bir yazı, belge vb.nin doğruluğunu veya kabul ve onayını belirtmek amacı ile altına mühür koymak, mühür basmak 2) Bir şeyin üzerine açıldığında belli olması için yetkili makamlarca yapıştırılan kırmızı muma mühür basmak 3) Yasalara, ahlak ve … Çağatay Osmanlı Sözlük
punt — is., du, İt. appunto Bir şey için uygun zaman, fırsat Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller punduna getirmek pundunu bulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaramak — e 1) Bir şey yararlı olmak, yarar sağlamak Kuru lafın işe yarayacağına hiç aklı ermedi. Ö. Seyfettin 2) Bir iş için uygun olmak, kullanılır olmak Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller yaramamak yarasın! … Çağatay Osmanlı Sözlük
punduna getirmek — bir şeyi yapmak için uygun zamanı seçmek O döner dönmez bir punduna getirip tanıştırayım sizi. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
reva görmek — (bir davranışı birine) bir davranışı, bir olayı bir kimse için uygun görmek İstanbul da işgal kuvvetleri fertlerinin halka reva görmediği cefa ve zulüm kalmamıştır. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
fırsat kollamak (veya gözlemek) — yapmak istediği iş için uygun bir zaman veya bir durum beklemek Sonra fırsat kollamasını biliyordu ve tekme yapıştıracak, çelme takacak zamanı içgüdülerin şaşmazlığıyla seçiyordu. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
fırsat sakal altından geçer — fırsatı yakalayabilmek için uygun zamanı kollamak gerekir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük